İSTANBUL ÜZERİNDE BİR HAVA MUHAREBESİ
Birinci Dünya Savaşının son günlerinde idi. 25 Ekim 1918 günü Çanakkale üzerinden beş düşman tayyaresinin İstanbul istikametinde geçtikleri ilgili makamlara haber verilmişti. Bu sırada Yeşilköy tayyare istasyonunda bulunan ve İstanbul müdafaai havaiye kumandanlığı emrindeki dokuzuncu tayyare bölüğünde nöbetçi uçucularla tayyareleri alarm durumundaydılar.
Saat 13:15 te düşman tayyarelerinin İstanbul istikametinde gelmekte oldukları haberi teyit etti. Bunun üzerine bölük komutanı Yüzbaşı Fazıl’ın komutasında olarak Gedikli Erbaş Vecihi Hürkuş ve Türk tabasından Avusturyalı Maks Şusin ile iki Alman pilotu sıra ile havalandılar. Alman tayyarecileri havada Fazılı takip etmeyerek boğazın kuzey taraflarında dolaşmaya başladılar (Savaşın son günlerinde bilhassa Alman tayyarecileri her nedense yan çizmeye başlamışlardı).
Maks Şusin’in tayyaresi Halberstadt tipinde eski ve evsafı çok düşük bir tayyare olduğundan bir müddet sonra motör arızasından Yeşilköy’e dönmüştür. Osmanlı paytahtının müdafaa filosu bu anda havada dağınık ve irtibatsız bir halde bulunuyordu. Bu suretle bir saat yirmi dakika düşmanla temas için vakit geçmişti. Meydanda düşmandan eser yoktu. Tam saat 14:45 te düşman tayyareleri İstanbul üzerinde göründüler.
Havada bulunan müdafaa filosunun tayyareleri birçok bakımdan birbirlerine uymayan hususiyetleri vardı.
Tam bu esnada Vecihi Hürkuş’un rakip olduğu Niyeuport av tayyaresinin akaryakıtı bittiğinden bu da akaryakıt ikmali için Yeşilköy meydanına indi. (Vecihi Hürkuş 1. Kitap “HAVADA” 1915-1925 Sayfa, 51,52,53,54)
Fazıl bu sırada düşman tayyarelerine yaklaşmış ve on makineli tüfek ateşine karşı sür’atsiz tayyaresi ile saldırmıştı. Kollarını sallaya sallaya sık sık İstanbul üzerine gelen İngiliz tayyarecilerine Fazıl bu suretle kahramanca koymak ve hadlerini bildirmek istiyordu. Bunlardan birkaçını muhakkak surette düşürmeye karar vermişti. Bu sebepten Fazıl kendini de çoktan fedaya hazırdı. Fazıl kararını verdi büyük bir cür’et ve cesaretle tatbik etti. Derhal düşman tayyarelerinin arasına aslanca saldırdı.
Bu taarruzda Fazıl ikisi tehlikeli olmak üzere ciğerlerinden iki isabet ve ayrıca parmağını uçuran iki isabet daha aldı. Fazıl vücudunun muhtelif yerlerinden tam yedi isabet almıştı. Yani yedi yarası vardı. Fakat Fazıl onlardan da bir rasıdı yaraladı ve bir rasıdı da öldürdü.
Bütün İstanbul halkının gözleri önünde Türk havacılığının kahramanlık numunesini gösteren Fazıl vücudu gibi delik deşik olmuş tayyaresi ile Yeşilköy meydanına müşkülatla dönmüş ve fazla kan zayi etmekte olduğundan meydana inişinde tayyaresinin içinde baygın bir halde çıkartılaraktedavi için hastaneye nakledilmiştir.
Fazılın saldırışından sonra, düşman tayyarelerinde bir gayri tabi’ilik olmuş ve hemen Marmara üzerinden en kısa yoldan, yüksek bir sür’atle çekilip gitmişlerdir. Bu suretle Fazılın ağır yaralanması ile neticelenen hava muharebesi, İstanbul hava müdafaasının ilk ve Birinci Dünya Savaşının Türk havalarındaki son hava muharebesi olmuştu.
Kaynakça: TÜRK HAVACILIK TARİHİ 1917-1918 TAB SIRA NO:375 Hava Basımevi Eskişehir 1952 İkinci kitap ikinci cilt, sayfa 291, 292, 293.
Derleyen : Koordinatör Pilot Fikri BULANIK BETAZ HAVACILIK