Manş Telinden Anten
(Cn-235 Anısı)
Uçuş Ekibi :
I .Pilot : Ütğm. Halil EMİR
II.Pilot : Tğm. N. GÜNEYİ
Uçuş Teknisyeni : Üçvş. Y. TAŞ
Uçuş Yükleme Teknisyeni : Kd.Bçvş. Soydaner DİLBER
111.Hv.Ulş.Ana.Üs.K.lığından 11044 nolu CN-235 uçağı ile İskenderun Körfezi’nde Dnz.Kv.leri yüzer birliklerine manş çekmek için saat 07.00 sularında Etimesgut’tan kalkış yaptık. Adana-İncirlik meydanına bizleri orada bekleyen deniz manş irtibat subayı ile görev brifingi yapabilmek ve görevde kullanılacak el telsizlerini almak için indik.Uçuş brifingini yapıp telsizleri de aldıktan sonra görevi icra edebilmek için kalkış yapıp gemilerin bulunduğu İskenderun Körfezi’ne geldik.Biz Adana’dan kalkış yaptıktan sonra uçuş mesafesi yakın olduğundan hemen hazırlıklara başladık. Gemilerle göz teması sağlar sağlamaz da rampayı açıp manşı salmaya başladık. Bu arada ben ve ismini hatırlayamadığım diğer astsb. arkadaşımla beraber hem manşın açılımını takip ediyor hem de olası aksilikler için tertibat alıyorduk.Uçuş ekibi de irtibat subayından almış olduğumuz telsizlerle, gemilerle irtibat sağlamaya çalışıyordu. Manş açılımı tamamlandı. Kulaklıkla kabinle görüştüm, biz hazırız dedim. Lakin Halil Emir ütğm. “Dilber hocam henüz gemilerle telsiz irtibatını sağlıklı bir şekilde sağlayamadık birbirimizi net bir şekilde anlayamıyoruz. Ben biraz sonra yedek frekanslara geçeceğim. İrtibat sağladığımda size haber vereceğim.” dedi. Aradan 10 veya 15 dakika geçti, uçak komutanı hocam, “Gemilerle ne yedek ne de asil frekanslarda görüşüp birbirimizi anlayamıyoruz, bu telsizlerle bu görev olmaz Adana’ya geri dönüyoruz telsizleri verelim ya değiştirsinler ya da şarjları mı yok bilemiyorum baktırsınlar, hava sahasının notam saatinde Adana’ya inip de tekrar buraya gelmeye yetmez yarın yedek gün yarın tekrar geliriz Adana’ya döneceğiz.” dedi. Ben hemen kulaklığımı çıkarıp kabine gittim ve telsizlere bir de ben bakabilir miyim dedim. Telsizleri aldım. Ekip halinden memnundu. Halil ütğm. devre arkadaşını arayıp “Devrem bu akşam misafirinim. Seninle adana yemeye gideriz.” deyip gülümsüyordu. Yılmaz Taş da “Abi bak telsizlere şarjı mı yoktur yoksa arızalı mı ne?” dedi. O da, kendisini tanıyanlar bilir, çok yakışıklı bir kardeşimdir. “Bu gece annemin yemeklerini yiyeceğim, aradım çok sevindiler.” dedi. Ben de güvensizlik adına değil de kökeni muhabereci olan bir astsubay olarak gemilere bir çağrı da ben yapayım dedim. Bağırdım, yırtındım ses gidip gidip geliyor lakin çok boğuk ve parazitli. Mors desen mors değil acayip bir konuşma sesi. Hemen gözüme uçağımızda bulunan 2000 metrelik yedek manş teli çarptı ve bununla bir şey yapabilirim dedim. Ben de çok sıcak olan Adana’da kalıp sabaha kadar sivrisineklerle boğuşmama taraftarıydım. Seri bir şekilde el telsizinin antenini çıkardım, makaralı sıfır manş telinden 2 metre kestim, her iki ucunu içinden geçen 2 akım kablosu dahil olmak üzere üzerindeki yalıtımı sıyırdım. Kablonun bir ucunu uçağımızda bulunan 2 adet paraşütçü kanca takma tellerinden bir tanesine iyice bağladım ve bantladım. Diğer ucunu da telsizin antenini çıkarmış olduğum yuvasına sokup onu da bantladım. Ondan sonra hemen asil frekansa geçip gemilere çağrı yaptım ve gemilerden gelen yanıt “Sizi 5 net duyuyoruz siz bizi nasıl duyuyorsunuz?” dediler. Tabi ki ben de onları 5 net duyuyordum. Anlaşılacağı üzere bizim sıradan el telsizi şimdi olmuştu, muhabereciler iyi bilir, sanki KWM-2A. O derece mükemmel sanki yan yana konuşur gibi abartısız pırıl pırıl ve cam gibi bir ses.Hemen uçak komutanına “Telsizle bir kez daha konuşmayı dener misiniz?” dedim. Pilotumuz çağrı yaptı ve hemen “Göreve devam ediyoruz.” deyip gemilere doğru uçağı yönlendirdi. Özellikle Yılmaz Taş kardeşimin yüz ifadesini görmeliydiniz. Bana doğru dönerek gözlüklerinin üzerinden “Abi ne yaptın ya bir çuval inciri berbat ettin annem hazırlık yapacaktı.” dedi. Biz görevi tamamladıktan sonra tekrar Adana’ya indik, telsizleri teslim ettik ve Ankara’ya döndük.Yılmaz kardeşim bana ne dese beğenirsiniz “Abi bir daha sen benimle Adana görevlerine gelme.” Ama olsun canım kardeşim Yılmaz’ı ben yine de çok seviyorum. Saygılarımla.
Barışta eğitim amaçlı karadaki uçaksavar birliklerine ve denizdeki yüzer birliklere hakiki mermi ile atış yapabilecekleri,1996 yılı sonuna kadar C-47 uçaklarının daha sonra ve halen envantere giren CN-235 casa uçaklarının yaptığı uçağın kuyruk kısmından 2 km'lik dış yüzeyi yalıtkanlı iletken kablo ile salınan 5-6 m boyunda uç kısmında vuruşları uçaktaki bilgisayardan algılamak için sensör olan file şeklinde hedef panodur.Şeklini örnekleyecek olursak rüzgar yönünü belirten rüzgar tulumunun (VİNSAK) daha büyüğü tekstilden yapılan ağ balon.
Soydaner Dilber
Kısaca açıklamak gerekirse “Manş” nedir ?Barışta eğitim amaçlı karadaki uçaksavar birliklerine ve denizdeki yüzer birliklere hakiki mermi ile atış yapabilecekleri,1996 yılı sonuna kadar C-47 uçaklarının daha sonra ve halen envantere giren CN-235 casa uçaklarının yaptığı uçağın kuyruk kısmından 2 km'lik dış yüzeyi yalıtkanlı iletken kablo ile salınan 5-6 m boyunda uç kısmında vuruşları uçaktaki bilgisayardan algılamak için sensör olan file şeklinde hedef panodur.Şeklini örnekleyecek olursak rüzgar yönünü belirten rüzgar tulumunun (VİNSAK) daha büyüğü tekstilden yapılan ağ balon.
İsimlerinin yayınlanmasını istemeyenler, bildirdiklerinde yayından kaldırılacaktır.
Düzenleme : Mesut Atar 10.07.2011 © http://www.havacilar.com