UÇUŞTA ANİ TIBBİ YETERSİZLİK
4 Haziran 2003 günü bir Onur Air uçuşunun iniş safhasında (Danimarka Billund Havaalanı) kaptan pilot Kahraman Tokuşoğlu kalp krizi geçirerek vefat etti. Bu üzücü olayın tek tesellisi, 56 yaşındaki pilotun belki kendisinin de bilmediği sinsi bir kalp hastalığının ilk belirtilerini (nefes darlığı) fark ederek kumandayı diğer pilota devretmesi idi.
2007 yılı Ocak ayında Meksika’nın Puerto Vallarta kentine gitmek üzere Houston’daki George Bush Havaalanından kalkan uçağın pilotu kokpitte geçirdiği kalp kriziyle öldü. Uçakta 210 yolcu vardı ve yardımcı pilot uçağı McAllen-Miller Havaalanına başarıyla indirdi. 2007 Temmuz ayının ilk günlerinde Antalya-Hamburg seferi sonrası Antalya’ya dönmek üzere havalanan SKY Havayolları'nın kaptan pilotu Ali Zarakol rahatsızlanınca, kumandayı ikinci pilot Altuğ Madak aldı. İnişten sonra Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaldırılan Zarakol'un beynine giden damarlardan birinde pıhtılaşma olduğu
tespit edildi.Bu tipik 3 olgunun benzerleri havacılıkta zaman zaman vuku bulmakta, pilotun uçağa kumanda edemez hale gelmesiyle yüzlerce insanın yaşamı tehlikeye girmekte; ancak bazı olaylar bilet satışları azalmasın diye gizlenmektedir. Gene de batı ülkelerinde bize göre çok daha şeffaf bir yaklaşım söz konusudur ki, bu da özgüven yüksekliği ve insanları saf tüketiciler gibi görmeyen bir tutum ile ilgili olsa gerektir.
Ani Tıbbi Yetersizlik (ATY) nedeni olabilen hastalıklar: Kalp krizi, beyin kanaması, felç, epilepsi, kan şekeri ve tansiyon yükselmesi / düşmesi durumları, senkop, mide kanaması, fıtık, böbrek-safra taşı kolikleri, kulak-sinüs-diş ağrıları, migren, ateş, gıda zehirlenmesi, bulantı-kusma, ishal, panik, kullanılan ilaçların yan etkileri, yorgunluk,
uyuklama, vs.
Dünyadan rakamlar ve istatistikler: 1960-66 yıllarını kapsayan bir IATA (Uluslararası Hava Taşımacılık Birliği) raporunda, pilotların ölmediği ancak uçuşta tıbbi yetersizliğe düştüğü 42 olgu bildirilmiştir. 1961-68 periyoduna ait 17 olguluk bir raporda ise, bu pilotların tümünün kalp krizi nedeniyle ATY geçirdikleri, 5’inin öldüğü bildirilmiştir. 36 bin pilotun 10 yıl içindeki uçuşlarını kapsayan bir başka IATA araştırmasında, tıbbi yetersizlik geçiren 26 olgunun analizinde, 10 enfarktüs, 7 epileptik bayılma, 6 senkop ve 3
hipertansiyona bağlı beyin kanaması olguları rapor edilmiştir.
ABD Hava Kuvvetlerinde 120 milyon saat uçuş yapılan 1978-87 arasındaki 10 yıllık periyotta, uçuş sırasında ATY gösteren 23 olgu incelenmiştir. Bu olguların 7’si epileptik nöbet, 5’i kalp hastalığı, 2’si böbrek taşı, 1’i fıtık, 1’i apandisit, 1’i pnömotoraks, 1’i beyin iskemisi nedeniyle uçağa kumanda edemez hale gelmişlerdir; uçuş sırasında bilinç kaybına uğrayanların sayısı 14, ölenlerin sayısı 3’tür.
Pilot ve uçuş mühendislerinin uçuş sırasındaki ATY olayları üzerinde ayrıntılı bir çalışma da Air France tarafından yayınlanmıştır: 1968-1988 periyodunda uçağın yönetiminde görev alan 1800 kişinin tarandığı ve 10 olayın incelendiği çalışmada, 8 olayda birer kişinin ve 2 olayda da tüm kabin personelinin tıbbi yetersizliğe düştükleri belirlenmiştir.
Tüm uçuş kazaları içinde ani tıbbi yetmezliğe bağlı olanların oranı %1’den azdır. (1404 ölümlü uçak kazasından sadece 13’ü ATY nedeniyle olmuştur.) IATA istatistiklerine göre uçuşta pilotun ATY olasılığı 1 milyon uçuşta 0.44’dür. Birden fazla pilotlu uçaklarda bir tıbbi problem yüzünden kaza olasılığı 8 milyon saat uçuşta 1; pilotun kalp rahatsızlığı
geçirerek inkapasitasyona girmesi ihtimali 20 milyon saatte 1’dir.
Türkiye’deki durum: Bu noktada hepimiz ülkemizde yapılmış istatistiklerin neyi gösterdiğini merak ediyoruz. Ancak bu merakımızı giderecek bir çalışma maalesef yok. Acaba bizde hiç böyle şeyler olmadığı için mi sayı ve oranlar ortaya konulmuyor? K.Tokuşoğlu ve A.Zarakol olayları Türk pilotlarının da birer insan olarak uçuşta hastalanabileceklerinin kanıtı değil mi? Başımızı kuma gömerek ya da şark kurnazlığı ile
gizleyerek gerçeği değiştirebiliyor muyuz?
Sağlık sorunlarını gizleyen, kendilerini ve yüzlerce yolcuyu riske sokan kişilerin var olduğunu sandığımız bir havacılık ortamında, sağlıklarına özen göstererek bize emniyetli uçuşlar sağlayan uçuş emniyet bilinci yüksek pilotlara, uçuş ekibine, hava trafik ve uçak bakım personeline şükran borçluyuz. Ancak basit bazı istatistiksel çalışmaları bile yapacak kadroları olmayan, istatistiksel bulguları varsa bile bunları açıklamaktan imtina eden, insani-olası durumları deklare etmenin zafiyet sayılacağını sanan, özgüven eksikliği içindeki kişileri kınıyoruz. Çözüme de, doğru tedbirlere de ancak gerçekler açıkça
konuşulduğu zaman ulaşabileceğiz.
Kaynak : Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç
Havacılık Tıbbı Derneği Başkanı
9 Agu 2007
http://www.turkiyehaberci.com